1 Kasım 2012 Perşembe

Önceleri sadece buydu Asi


Bir coğrafya dersi konusuydu ASİ. Güneyin suyuydu, Hatay’ı aşar. Ters akan bir nehirdi. Önceleri sadece buydu ASİ.

ASİ, ASİ’ye oluncaya dek bu dar tanıma sıkıştı. Bir çiftliğin tüm sesleri, onca telaşıyla çeşnilenmene kadar evlerimiz. Çiftliğe giden palmiyeli yoldaki nal sesi kulaklarımıza büyülü notalarda çalınana kadar. Kulağımızda hoş bir beste, gözümüzün önünde yemyeşil tarlalar, taş evli bir çiftlik, ağa dedesiyle, deri çizmeli babasıyla, sesi evin her duvarında çın çın öten burnu her işte Neriman hanımıyla, limoni olunan yan komşu çiftlikle aktı geldi ayaklarımızın dibine köpüre köpüre. Seyretme iştahlarını da köpürte köpürte.

İzleyici olduk Asi kenarındaki bir çiftlik hayatına göz kırpmadan. Evvelce televizyona bile bakmazken öyle aman aman. Haberlere bakıp, başka işlere dalardık önceleri. Oysa bir çağrı sesine tutkun olduk birkaç notadan ibaret. Suya düşen damla tınısında.. “Hiç de seyredilecek bir şey yok” diye yerinirken. Seyrin en doyulmazını karşımızda buluverdik aniden. ASİ'ye kızlı bir dizinin kuzu kuzu seyircisiydik biz.
Bol etekleri Hatay rüzgarında savrulan, saçları Hatay yeline kapılmış, başında ne Hatay yeli ne kavak yeli esmeyen bir kız yürüdü o büyülü notaların saçıldığı tarlalardan beri. Çatlak topraktan  ekili dikili toprağa, kırdan bayıra değen ayaklarıyla.

O bizim evlere girerken biz o çiftliğe girdik  hem de kendi evimizde kendi koltuklarımızda oturuyor iken. Biz de yaşadık tarlada tapanda. Fatma Ana’nın mutfaktaki yemeklerinin pişmesini bekledik kokusunu duya duya. Acıktık  o yemek yaparken mutfakta, sıkısından.

Suyun yeşili, suyun mavisi oradaydı. Düz akanı ters akanı oradaydı. Sevdanın katıksızı oradaydı. Güneyin tüm sıcağı, kavuruculuğu oradaydı. Biz de kavrulduk. Hem de ASİ kenarındayken.
Güneşin hep güldüğü kentin dar sokaklarından, çiftlik yollarına doğru yola çıktık bir gün. O gün bu gündür de o yoldayız. Ne varabiliyoruz  varacağımız yere, ne dönüş var geriye. Herkes de memnun halinden.

Acemi Demirci, Sohbet Köşesi, 18.10.2012


SULE / 16.07.2008


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder