30 Ekim 2012 Salı

Murat Yıldırım’a Giuseppe Sciacca Ödülü


Murat Yıldırım’ın Giuseppe Sciacca adaylığıyla ilgili, 2012 Eylül’ünde bir haberimiz vardı sayfalarımızda. 
Ödülün resmi sayfasında yayınlanan, Genç Akademisyenler Kategorisi Kazananlar Listesi'ne dayanarak, Sinema ve Tiyatro dalındaki adaylığın ödüle dönüştüğünü haber vermekten mutluluk duyuyoruz.
Uluslararası Giuseppe Sciacca 2012 Ödül töreninin
Papalık Kent Üniversitesi, Vatikan Şehri Aula Magna’da
10 Kasım 2012 Cumartesi günü 17.30 da
yapılacağına dair bilgiyi de yine aynı kaynaktan öğreniyoruz.
Her Türk oyuncunun kazanacağı Ulusal ya da Uluslararası başarı göğsümüzü kabartır. Murat Yıldırım’ın Asi’ye de can veren oyunculardan oluşu ise  mutluluğumuzu katmerliyor.
Kendisini kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. 





26 Ekim 2012 Cuma

17 Ekim 2012 Çarşamba

Issız Traktör


Bir Issız Adam bıraktı Asi, adı belli. Adı belli olmayan nice ıssız adam, ıssız yürek bıraktı gerçekte.
Bir ıssız daha var ki onun halini bilen hiç yok.

Tarlaların, otlakların kızıydı bizim ASİ’ye. Çiftçiydi o. Hem de üniversitelisinden. Diploması duvara asılası ve kibirlenesi değildi. Çiftçiliğini pekiştiresi, sonra bir kenarda unutulası bir kağıttı o kadar.
Topraktan zaten anlardı daha doğduğundan beri. Üzerinde otlayan koyunları doğurtmak, kuzuları salgından korumak için diplomalandı bir de yaşı gelince. O işler, anadan atadan görülerek yapılamazdı ne de olsa. O da en yakın şehirde bir üniversiteli kız oldu. Havası Hatay havasına benzer, bitkisi Hatay bitkisine benzer. Suyu da benzer, sıcağı da.

Tarlaların lastik çizmeli kızı, ekinlerin arasında dolanırdı.  Papatyalarla kaplı toprağa sırtüstü uzanır, gökyüzüne bakarken kuşlar onu dinlerdi; o da kuş ötüşlerini. Havayı solurdu. Zeytin kokan. Defne kokan. Portakal, limon kokan. Kekik kokan.

Kozcuoğlu çiftliğinin çiftçi kızı, ekinler boylanırken  tarlaları çizmesiyle yara yara dolanırdı. Avuç içleri buğday başlarını okşayarak. Dolu taneleri tek tek hissederek. Diz boyu ekinler arasında bir buğday başağı olurdu o da. Bir başak oluverirdi anında.  Bütünleşirdi tarlayla tapanla.

O, geniş yollarda lüks arabalara binmedi lastik izleri bıraka bıraka lastik çizmeli kız, yollara simsiyah çizgiler çize çize. Camı aralayıp sonuna kadar açık radyodan  yakıp kavuran, ağlayan inleyen, ölüp ölüp dirilen, esaslı bestekarların kulaklarında şimdilerdeki iç ağrısı, yeni modalardan şarkılar dinletmedi kendisi de dinlerken. Onun müziği rüzgarın sesi, ASİ’nin şırıltısı, yaprakların mırıltısı, kuşların ötüşüydü.
Kuşların ötüşünü, ağustos böceklerinin cırcırını, arıların vızıltısını şarkı edip kendine hasat yaparken  koca tekerlekli koyu mavi bir traktördü onun arabası.

Ben traktörleri hep sevdim. Çünkü tarlalara gidilen araçlardır traktörler, tarlaları işleyen makinelerdir onlar. Kasaları saman balyalıdır.  Arkası tarlada çalışacak kadın, çoluk çocuk yüklüdür. Bizim çiftçi kızımız ASİ’ye sürücüsüyken traktörün neşesine tanık oldum. Koyu mavi traktörün hercaiye dönüştüğü de oldu, uçuk mavi de oldu bulutlara karıştı sevincinden uçarken.

Şimdilerde çiftlik de yerinde, Hatay da. Koyu mavi traktör de oralarda bir yerde. Nerede, kimleri taşıyor bilinmeden. Burduğu yerde burnu İstanbul’a dönmüştür diye geliyor aklıma hep. Olgun  buğdaylarla dolu tarlalara gidiyor, sürüyor, arkasındaki işçileri taşıyor  yine elbette. Ama anahtarı başka ellerde artık. Sürücüsü başka bir çiftçi. ASİ’ye’ye benzemez. Motorunun sesi başkalamış olmalı. Ağlıyor gibi sanki. Bir samanlığın önünde ya da duvar dibinde ıssız kalmış iç çekiyor mutlaka. Her hasattan sonra çıkıp geliverecek bir ASİ gözlü sahip bekler gibi ıssız şimdi bir duvar dibinde üstüne eski bir patiskadan güneşlik örtülmüş beklerken.

Acemi Demirci, Sohbet Köşesi, 12.10.2012,

FLORA

15 Ekim 2012 Pazartesi

Tuba Büyüküstün'ün yeni projesi '20 Dakika'


’20 Dakika dizisinin oyuncuları belli oldu’, Milliyet Televizyon, Sayı:366 / 2012, s.6


Murat Yıldırım'a gelen film teklifi


‘Suskunlar için filmi kabul etmedi’, Milliyet Televizyon, Sayı:366 / 2012, s.7


9 Ekim 2012 Salı

Geçmişten İzler 6 - Bunlar yaşanır mı Asi ile Demir arasında

Geçmişten hoş bir yorum getirmek istedim sayfalarımıza. 16. bölüm'ün hemen akabinde dizifilm'in Asi Yorum sayfalarına düşen bir paylaşım. Görselimiz de yine eskilerden, funda'nın 2008 çalışmalarından biri...

Asi ile Demir sahnelerinde imkansızlık noktasında yaşananların nasıl bir acı olduğunu yeniden hissettirdiler bana , şaşkınım bu kadar zaman sonra ekranda gördüğüm bir çift için meraklarla yoğrulduğum ve onların sahnelerinde heyecanlandım...
Sevip de söyleyememek söyleyemeyip bu duygularını içine hapsetmek gururun pençesine saplanmış duygulara örülecek duvarlar ardında acı çekmek..
Bir aşk için en zor olanı da bu olsa gerek... 

Seversin ayrı yerlerdesindir bir müddet sonra kavuşursun,
Seversin karşındaki seni sevmez ama bu sevgi sana yeter, 
Seversin yaşamışsındır aşkını bir müddet sonra ayrılmışsındır hatıraların yeter.
Sevmezsin ama sevilirsin bu sevgi bile senin için değerlidir bu sevgiyle yetinirsin

Ama böyle sevip bir şekilde birbirine dokunup bu aşkı iliklerine kadar yaşadıktan sonra bir de her gün karşılaşıp bir o kadar yabancı gibi davranmak nasıl bir çıkmaz olacak onlara....Aşkların en güzeli midir böyle acı çekmek yoksa illetin en beteri mi?

Dağ değil ki artık bu dağa çıkmayasın da unutasın,, 
Ağaç değil ki artık meyvelerinden toplamayıp etrafına yanaşmayasın
Çeşme değil ki artık başka bir çeşmeden su içesin?
Yol değil ki değiştirip başka yöne sapasın
Ateş değil ki gidip başka bir ateşte yanasın
Başka bir gökyüzü yok ki oradan başka bir yerde nefes alasın

Her durumda birbirlerini görüp birbirlerinin soluklarını hissetmek, ne kadar uzak olsalar da birbirlerini gördüklerinde kalp atışlarının yükselmesi ama bir o kadar da içlerinde yaşatacakları bu heyecan. Bazen gözleri değecek birbirine… kaçırmak istedikçe daha da görmek isteyecek birbirini. Hatta yüz yüze gelip konuşmaya çalışsalar da görünmez bir şey onları geri itecek… Bazen bir şekilde elleri dokunacak birbirine, yanacak kavrulacaklar… 
Bazen evinin önüne kadar götürecek bu aşk… Bu kez nasıl gittiğini bilmeden. Bu kez fenerini yakmadan, bu kez karanlık bir yüz olarak, bu kez sadece ruhuyla... Perde bu kez aralandığında siyahı görecek, aydınlık olmayan bir yeri. Gök yer her yer karanlık. Orda bir aydınlık var ama… ne göstermek isteyen ne de görmek isteyen fark edecek bunu... Bir tek biz görelim, Ne çare… çaresizlik, çıkmazlar… 

Bunlar yaşanır mı Asi ile Demir arasında... Aşk onların canını bu kadar yakar mı? Gurur, gecenin karanlığında da hala o derece sarar mı tüm bedeni...
dilekce / 16 Şubat 2008
funda / 2008

8 Ekim 2012 Pazartesi

Murat Yıldırım 'Halid Bin Velid'rolü için en güçlü aday

Murat Yıldırım'ın bir sinema filmi için en güçlü aday oluşuyla ilgili bir haber geçtiğimiz hafta basında yer bulmuş. Sevgili usayken'in yakaladığı detaylarla alalım sayfalarımıza.
Gazete Vatan'da, Zehra Çengil'in haberine 'Her Şey Tadında' programında yer verilmiş. Videoyu  alıntıladığım linkten izleyebilirsiniz...


Çengil, Z 2012, 'Halid Bin Velidi'i Oynayacak, Gazete Vatan, 4 Ekim
Halid Bin Velid’i oynayacak
Büyük İslam kumandanının hayatını anlatan “Allah’ın Kılıcı” filminin çekim hazırlıklarına başlandı. Halid Bin Velid rolü için en güçlü adayın Murat Yıldırım olduğu öğrenildi. 
Arap kumandan Halid bin Velid’in hayatını anlatan “Allah’ın Kılıcı Halid Bin Velid” filminin çekimi için hazırlıklara başlandı. 2013 yılında vizyona girmesi planlanan, Hakan Kırvavaç’ın yönetmenliğini Nedim Hazar’ın ise senaristliğini üstlendiği film çok büyük bir bütçeyle “A.R.O.G”, “Yahşi Batı”, “Anadolu Kartalları” gibi filmlerin yapımcısı FİDA Film tarafından yapılıyor. Tiglon dağıtımında seyirciyle buluşacak olan filmde uzun Cast çalışmaları sonucunda Halid bin Velid için en güçlü adayın şu sıralar ‘Suskunlar’ dizisinde oynayan Murat Yıldırım olduğu öğrenildi. Daha önce Nurgül Yeşilçay ile birlikte oynadığı ‘Aşk Ve Ceza’ projesiyle Arap dünyasında büyük bir hayran kitlesi bulunan Yıldırım’ın bu büyük proje için çok heyecanlandığı konuşuluyor. Fas ve Tunus’ta çekilmesi planlanan film, İslam coğrafyasını da kapsayacak bir biçimde 500’ün üzerinde kopya ile sinema izleyicileriyle buluşacak. http://fotogaleri.gazetevatan.com/gunun-magazin-haberleri/24538/2/Magazin







7 Ekim 2012 Pazar

Tuba Büyüküstün için 'partner' arayışları

Sevgili Tuba Büyüküstün'ün Ay Yapım ile '20 Dakika' dizisi için anlaşmış olduğunu bir müddettir sosyal medyaya düşen haberlerden takip ediyoruz. Kendisi, son Azerbaycan ziyaretinde, onunla görüşme fırsatı bulan takipçilerine, yakında bir dizi projesinde yer alacağını umduğunu müjdelemişti zaten. Uygun partner arayışında olan yapım şirketinin görüşmeleriyle ilgili bir haber dün yazılı basına da düştü. Sizlerle paylaşmak istedim.


 ‘Timuçin Esen’den son dakika gölü’, Milliyet  Televizyon, Ekim 2012, sayı:365, s.2





2 Ekim 2012 Salı

Tuba Büyüküstün'ün Fas ziyareti Milliyet'de

Tuba Büyüküstün'ün Milliyet'deki Fas ziyaretiyle ilgili haberi...



Haberin scan edilmiş halini dizifilm Tuba Büyüküstün başlığında tara77'nin mesajından alıntıladım.