Asi Nehri’nin yosunlarından bir çift göz, lastik çizmeleri olmasa da Manoco’dan bakacak Hatay’a.
Asi onun adı.
Asiye olsa da aslı, Asi Nehri’ne öykünerek;
kısaca Asi.
Ters akan nehir Asi belledik ya dizimizin başındaki yazılardan.
Yine ters aktı işte.
Huyu ya ters akar akmasına ama sonunda düzü de bulur mutlak.
O ters akacak biz de terleyeceğiz o akıntıda, sitemsiz, şikayetsiz.
Ankara’ya bir bulut değdi Antakya’dan çıkagelmiş. sevinçli haberlerle yüklü.
Sonunda Monaco’ya gidiyor bizim Asimiz. Asi Nehri’nin yosunlarına bulanmış bir çift göz belki lastik çizmeleriyle değil ama ruhuyla orada olacak. Hepimizin kalbi de onunla olacak. Asi ruhuyla.
Geç alınan bir karar olsa da, asicanlar ya da asiseverler denilen, Asi dizisini soluğunu tutarak bir hafta bekleyip her Cuma günü saat sekizde mıhlanmış gibi koltuğuna çöküp reklamları bile dizinin birkaç saniyesini kaçırmamak için geçmeden izlemişlerin, bizierin yeni bir kazanımı bu. O dizideki çiftlikleri, aşkları, Asi’nin giydiği çiçekli pazenden, kır desenli basmalardan, tiril tiril ketenden el dikimi gömleklerden oluşan giysileri, lastik çizmeleri, has deriden çizmeleri, gön çantaları, ille de maşalı saçları belledik biz Asi diye. Sevginin erdemlisine sevdalandık biz de Asi’de. O aşkı n büyüklüğüyle öyle zehirlendik ki baldan tatlı geldi bu bize.
Hatay Ovası’nı, Hatay mimarisini, Hatay yemeklerini, ovalardaki, şehirdeki, tarlalardaki görsel şöleni, sabun şenliklerini, Hatay yemeklerinden oluşan masadaki şölenleri, koyun sürülerini, efil efil esen terasın saç savuran yelini içine hapsetmişler olarak, unutmamışlar aslında unutamamışlar olarak onca ısrarın ardından dizimizin çook derinlerden taa derinlere bakan bakışlı Asi oyuncunun Monaco yollarında olacağını öğrenmek, beni ısrarla beklediğim sevince boğarken hiç şaşırtmadı. Daha önce de biz bu diziyi efsane dizi yapmıştık. Kendimize inancım, bir gülümseyişle yayıldı etrafa. Bu gülüşte yanılmamanın gizli gururu da vardı.
Asi dizisi kadar asiseverlere de güvenim ve inancım tam olduğundan Asi’nin hasretinden sararmış sayfalarımızda yeşeren umutları görmekten, tersine akan bir süreçte yeni başlangıçlar okumaktan hem de nasıl memnunum tıpkı buradaki tüm diğer sevgili arkadaşlarım gibi. Şaşkınlık içermeyen ama kararlılık içeren bir memnuniyet bu. Ve bunu en iyi asiseverler bilir. Yani biz.
Sadece 71 hafta izlesek de hala 72. haftanın içindeyiz biz, Asi sürecinde.
72. hafta öyle bir süreç ki ne yedi günle ne otuz günle ne de senelerle ifade edilebilecek hacimde.
Hep sürecek bu süreç.
Biz de hep sarı sayfalarımızı yeşerteceğiz Asi sularıyla sulanarak.
Acemi Demirci, 7.06.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder