13 Şubat 2012 Pazartesi

Acıyla yaşamak...


56. bölümü sadece yayınlandığı tarihte ağlayarak izlemiştim. Diğer bölümleri kaç defa izlememe rağmen onu tekrar izlemeye yüreğim dayanamazdı.
Demir'in Asi'yi bırakıp gitmesini ben de çok eleştirmiştim. Aldatıldığını düşünmesini kabullenememiştim.  Belki de en sert yazanlardan biriydim. Aslında Asi konuşsaydı da Melek vazgeçmeyecekti yine de. Aynı sonu yaşayacaktı. Asi'ye kızamıyorum. Ama Demir'de orda kalamazdı.
Şimdi empati yaptığımda Demir'i anlayabiliyorum. Yaşamla en önemli bağı kardeşini kaybetmişti. Eminim siz anneler için yaşamla en önemli bağınız çocuklar. Annemden bilirim. Benim için de en önemli bağım abilerim derim. Ben de aynen Demir gibi her şeyi geride bırakıp gitmek istiyorum. Kardeş farklı bir şey anne baba sevgisine benzemiyor. Ben abimin hasta olduğunu öğrendiğim de ölmek istemiştim. Niye o neden ben değilim demiştim. Hala da aynı düşünüyorum. Üstelik Demir kaybediyor onu. Orada kalmak ona acı verecekti.
O duyguyu yaşama korkusu bile kaldırılacak gibi değil. Demir için daha zordu. 
Sevdiklerimizle, yaşama sebeplerimizle yaşlanmak dileğiyle.

Bu yazıyı başka bir forumda e.min yorumlar arkasından paylaşmıştım. Hala aynı düşüncedeyim. O acıyla yaşamak baş etmek o kadar zor ki. Melek şanslı imiş. Demir'den önce öldü. Artık bırakıp gittiği için Demir'i suçlayamıyorum, kızamıyorum. Bırakın bırakıp gitmeyi ölümü bile istiyorsunuz.
Amacım sizi üzmek değil. Sadece duygularımı paylaşmak istedim…

CEYHAN, Sohbet Köşesi, 8 Şubat 2012


MERVE61

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder