Piyasada güncel onlarca dizi varken, aradan 2 yıl geçmesine rağmen ASİ’nin aynı ilgi ve alakayla takip edilmesi bence sosyolojik bir durum, tez konusu bile olabilir. Asi ve Demir birbirlerine o kadar yakıştılar ve bir oldular ki; onlara yakınlık duymamak, onlarla sevinip onlarla üzülmemek elde değildi. Bizi hemen içlerine aldılar, o elektriği bize geçirdiler.
Asi ve Demir tabiî ki her şeyin başında ama; zarif Defne’nin, içi dışı bir Neriman Hanımın, duygusal Kerim’in, hak gözeten İhsan Bey’in, hin Cemal Ağa’nın, gururlu Süheyla’nın, mağrur Melek’in, deli fişek Aslan’ın, duygusal Gonca’nın, iç güveysi Ziya’nın, fettan Sarmaşık’ın, hırsına yenik düşen Ali’nin, her eve lazım Fatma Ananın, fedakar Ökkeş efendinin ve dünyalar tatlısı Asya’mızın hakkını teslim etmemiz gerekir. Doğal platonun içindeki evler, ağaçlar, yöre insanı, tarlalar, gökyüzü, uçurtmalar, börtü, böcek, çiçek yöresel tatlar, gelenekler, görenekler, saygı, sevgi vs. Bu dizinin yazarına, yönetmenine, oyuncularına bize ulaştıran, emeği geçen herkesin eline sağlık. elmalı pay, Sohbet Köşesi, 29 Ocak 2012
(BARCA) / 13.11.08
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder