20 Mayıs 2011 Cuma

Çizmeli Kedi

Çocukluğumun Çizmeli Kedi'sinden Yetişkinliğimin Lastik Çizmeli Kızı'na Masallarım

Benim çocukluk masallarında çizmeli kedi vardı.

Erişkinlik masalımda da lastik çizmeli kız.


Lastik çizmeli kız çiçekli basmalar, pazenler giyer dolanırdı mısır tarlasında, kırda, ağılda, koyun sürüsünün içinde.

Hastalanan sürünün başında uyur, saçı, üstü başı toza samana bulanırdı.


Hatay’ın bereketli ovalarındaki tarlalarda uyuduğu da olurdu, yastığı kır çiçeklerinden .

İlk sevdası tarlalardı onun.

Topraktı yani.

Sonradan başka sevdalar da öğrendi.

Demirden bir sevda.

Toprağın yanında demiri de sevdi. Demir zaten toprakta bulunmaz mı? Demir, topraksız olur mu?

Lastik çimeli kız öyle sevdi ki sevgisi demiri eritti, nefreti sevgiye dönüştürdü.


Sevginin, sevdanın göze gelen kır çiçeğiydi onlarınki. Ne İstanbul’un yalılarında ne sahillerin gece ışıklarıyla süslü lüks otellerinde filizlendi. Hatay’da bir tarla kenarında, tozlu bir kır yolunda, atların terkisinde büyüyen bir sevdaydı.

Tozlu bir yolda başladı öyküleri.Toza dumana bürüdü etrafı ama tozlanmadı.

Üstü kabuk bağladı kimileyin ama kabuk hep kavladı, kan kırmızı bir sevda kabuğun altında işledikçe işledi.

Bizim gözümüz gördü bunları, içimize işledi tozlar da, toza dumana katan sevgiler de.

İşlemek sırası bizde şimdi.

Asi dizimizi, sadece 71 hafta süren, Cuma günleri akşam saat 20:00-22:00 arası o tek tek damlaların su birikintisine düşercesine notalaştığı müziğiyle evimizin kapısını çalan dizimizi, geç bulup çabuk kaybettiğimiz masalımızı şimdi biz işliyoruz.

Büyükler de masalları sever.

İnanmayanlar bize baksın.
Acemidemirci, 18.05.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder