20 Temmuz 2011 Çarşamba

L'automne...

TUBASİ’nin ‘sonbahar’ı… bana başka sonbaharları hatırlattı. Markiz Pastanesinin fayans panolarından ‘L’automne’… Asi-Demir’in ‘L’automne’ u da en az onun kadar güzel değil mi…

Yapımcılar, oyuncular, sektörde söz sahibi olanlar… ‘dizi’lerde sanat olmaz, olamaz derken… popüler kültüre hizmet ettiği söylenen, her hafta peş peşe çekilen dizi bölümlerinin, çarçabuk tüketilmek üzere üretildiklerini iddia ve kabul ederken… neden bizler için ‘Asi’ farklı? Neden tüketip bitiremedik bir türlü. Neden tek bir karesi ile bile hala alıp götürür başka dünyalara bizi…

Markiz Kadını’nın boynunu bulan kendi dokunuşunda yok mudur hissettiğimiz Asi-Demir tutku… o sevgilinin tendeki hayali dokunuşu… seslerin boğulduğu derinliklerde saklamıyor mu o dokunuş dünyevi gerçekleri. Gerçek nedir ki?! Aslında Asi-Demir daha çok doğru ve yanlışın peşine düşmüştü… değil mi?

e.min, Sohbet Köşesi, 15 Temmuz 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder