11 Temmuz 2011 Pazartesi

Poseidon'un rüzgarları...

uzun... hem de upuzun boylu Aslan dayısı… babasının dönüşünü bekleyen Asya'yı avutmak için elinden tutup muhteşem mozaiklerin sergilendiği Müzeye getirmişti… hatırlarsınız… denizler tanrısı Poseidon üfürüyordu rüzgarları.
işte, şimdi… yine Poseidon iş başında… Asi… Akdeniz’in en kuytu ama en güzel yerinden… o üfürümle başka denizlere yelken açtı…
garip ama…
gider de dönmez mi diye kaygılanmıyorum…
çünkü… ona en güvenli limanı bizler sunuyoruz... başka yerlere Demir atsa da döner gelir… yaşam bulduğu toprağına ayak basmazsa yaşayamaz... hepimiz biliriz...

bu sayfalarımızı ilk kez okuyan dostlarımızı da yanıltmak istemem…
Asi… ilk bölümden son bölüme kadar her zaman,.her şey yolunda gitmedi...
öyküde inişler-çıkışlar da yaşandı...
hatalar-eksikler sıralanmaya başlasa… "buradan köye yol olur" da oldu…
yeri geldi saçımızı başımızı yolar hale geldik…
ama yeri geldi...
iki çift gözün birbirine bakışında biz de eriyip gittik...
öfkeleriyle öfkelendik…
sevgisini korkularında saklayan bir babanın… duyarlılığına hayran kaldık…
hüzünleri beraber yaşadık...
altın kolyeyi Asi'nin zarif boynuna takan Demir'in elleri kadar titredi ellerimiz...
duyguların şiddetini görebilmek için bölümler boyu bekledik...

kısaca ... yaşam gibiydi Asi...
hepimiz gibi...
artıları… eksileri… sevapları… ve günahlarıyla...

biz onu bu haliyle sevdik... benimsedik…
ama… eleştirme… irdeleme hakkımızı kullanmaktan da çekinmeden…


*naile*, Sohbet köşesi, 06 Temmuz 2011



DUYGU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder