6 Ocak 2012 Cuma

10. Bölüme Dair


Bazen hayat insanı alıp götürüyor, bir anlık hata insanın hayatını değiştiriyor.  Ama bazı şeyler kalıyor. O güzel sesini hiç unutmadım. Akşam saatlerinde yorgun dönüşünü… güneşten yanmış yüzünün rengini unutmadım.  Beyaz bir mendilde kara bir düğüm gibi ne varsa içimde… kalbimdeki boşluğunu kalbimdeki yerini kimse alamadı. 
 
Neriman… benim karım. Onunla uzun bir ömrü paylaştık. Tanıdıkça sevdim onu. Hayata tutunuşunu… neşeyle, dolu dolu yaşayışını sevdim.
Geçmişte yarım kalmış ve kaldığı yerde acısı birikmiş bir yaranın izinin sızlamasıydı sadece. Hani orda olduğunu unutmuşsunuzdur da bir an yaranın sebebini hatırladığınızda eliniz gider şöyle bir dokunursunuz, o kadar. Bazen, yılların bile azaltamadığı, içte kalan sözler, duygular vardır. Onlardan kurtulabilmeniz için dile getirmeniz gerekir. İçinizi temizlemeniz, gerçekten yeni bir sayfa açmanız için yaşanmamışlıkları akıtmanız gerekir. 
… …
bir kalbin neleri, ne kadar ve nasıl taşıyabildiğini, bir yandan yaşamaya devam ederken, mutlu olmayı "öğrenmiş"ken aynı anda nasıl bir keder ve pişmanlık içinde olduğunu o kalbi göğüs kafesinde taşıyandan başkası bilemez. Elbette İhsan Bey eşini aldatmamalı -ki aldatmıyor- ama kim yarım bıraktırılmış bir aşkı gönlünden hasarsız atabilmiş ki... Akıl hafızası gel-git olabilir ama yüreğin hafızası fillerinkinden bile güçlüdür. …
albizzia / 5 Ocak 2008



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder