21 Eylül 2011 Çarşamba

Günebakan çiçeklerinin düşleri...

Bir günebakan öyküsü paylaşmak istedim...Her şeye rağmen yüzünü güneşe aydınlığa çeviren, güneşe olan aşkını haykırır... Tıpkı Asidemir gibi... her şeye rağmen her beden dilinde aşklarını haykırdılar...

'Ekmeğin bir öyküsü var, ve suyun, toprağın, bulutların, yağmurun... doğanın bir öyküsü var. Ve toplumların, tıpkı üretici güçlerin ve üretim ilişkilerini, sınıfların bir öyküsü olduğu gibi. Her birinin ve her anının öyküsü bir önceki durumdan farklı özellik ve argümanları, bilgiyi taşır bünyesinde. Ve bizler yaşadığımız sürece durmaksızın ilişki içindeyiz doğayla ve yaşamla. Önemli olan bu ilişkinin niteliği, hangi bakış açısı ve dünya görüşünden beslendiğidir.''

Tüm bitkilerin gelişiminde güneş belirleyendir. Onların güneşle ilişkisi, farkında olmayıştan dolayımlılığa, geniş bir yelpazede dolanır durur. Bir tek günebakan çiçekleri; bir o, ölesiye önemser güneşi. Hepimiz tanırız onları, ama bilir miyiz hepimiz, nasıldır günebakan çiçeklerinin düşleri, nicedir düşünceleri? Uzun yeşil boyunları üzerinde kocaman, neşeli, enerjik, sarı bir coşku patlaması. Karanlıklara inat kocaman bir kahkaha. Güneşe sevdasını bir tek o haykırır yaşamı boyu. Bir tek o, aydınlığın tutkulu takipçisi. Taç yapraklarının ezgisi dolanır doğayı biteviye: Güneşe bakın, güneşe bakın... Günebakan, öncüsüdür doğanın. Güneş yoksa yaşam yitirir anlamını. Onun sarışın kahkahası yalnız güneş içindir. Doğadaki özgürlüğü güneşle ilişkisinin niteliğindedir...

Güneş öznesidir onun, aydınlığından beslenip olgunlaştığı. Yaşama dair her şeyi öznesinden öğrenir. Ve tüm yaşamı güneşle bütünleşme çabası. Uzatır taç yapraklarını, başını uzatır yolunu aydınlatan enerji kaynağına. Her gün yeni baştan düşer yollara. Sonsuz bir sabırla izler özenin ışıltılı hattını. İzler; güzleri, beyni, yüreği güneşe odaklı...

Güneş ve günebakan çiçekleri... Doğanın yeniye, ileriye yolculuğunun özne ve neferlerinin hikayesi. Her bir güne bakan çiçeği kocaman bir aile. Sayısız çekirdeği bünyesinde taşır her biri. Farklı renk, çap ve yoğunluğuyla her çekirdek birbirine, çiçeğe ve özneye sorumlu. Farklı olsa da boyutları, aynı tutkuyla çoğaltırlar özütü. Ve bilirler anlamsızlığını bir başınalığın. Gözleri özneye odaklı ve birbirine değer omuzları. Uyum ve dayanışmanın doruğu günebakan çiçeğinin merkezden çepere doğru güneşe kesmiş çekirdekleri. Büyütür her biri içinde güneşi ve çiçeği. Güneş, çiçekte ve çekirdeklerinde görür kendini. Çekirdek; o muazzam bütünleşmenin doğadaki simgesi... Güneş-günebakan çiçekleri ve onların çekirdekleri döner, ağar, ulanır ve yükselir. İçerir her biri diğerini kendinde ve her biri içerilidir diğerine. Ve dönüşür günebakanda öznenin besini bir başkasına. Dönüşür şeffaf, duru bir akışkana. Ve yayılır tüm yoğunluğuyla. Özne ve günebakan çiçeği bir başka düzlemde şimdi, yeni ve ileri.'
(Mutlu Şahin, Deneme, Günebakan çiçeklerinin öyküsü)


Sevgilerimle...

CEYHAN, Sohbet Köşesi, 17 Eylül 2011


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder